Sene 2005'ti
sanırım, orta bir deydim.Okulun son aylarıydı.Bahar kendini göstermiş,okulun
her tarafı yeşildi.İnsanın ders işleyesi gelmiyordu.Zil çalmasını çalışkanından
tembeline herkes bekliyordu.Kimisi kantine gidecek, kimisi dışarı çıkıp
şişelerle futbol oynayacak,kimisi gezecekti.Benim derdim çok farklıydı, ben
aşık olmuştum..
Zil çalınca kapının önünde onun çıkmasını
bekleyecektim.Her zamanki gibi kantine gidecekti.Bende peşinden gidecek, peçete
yada su alacaktım.Param yoksa almadan geri dönecektim.Son 2 haftadır gözdeyle
aramızda bunlar geçiyordu.Gizli bakışmalar,belli etmemeler birbirini
kovalıyordu.Gözde'ye aşık olmuştum çünkü çok iyi basket oynuyordu ve Galatasaraylıydı.Bir
kızda olması gereken en önemli iki özelliğe sahipti.Arada beraber basket
oynuyorduk tabi kız diye bilerek yeniliyordum ona yoksa üçlüklerim çok iyidir.
Bir kaç hafta daha böyle geçti okulun sonlarına yaklaşıyorduk.Bir gün güzel bir
şey oldu ve onların sınıftan Merve diye bir arkadaşım yanıma geldi ve Gözdenin
beni sevdiğini söyledi.O gün bayram tadında geçmişti. Benim de Gözdeyi
sevdiğimi Merve'ye söyledim. Ama bu işler böyle olmuyormuş.Ona sen söyle dedi
Merve.Çıkma teklifi etçen yani dedi.Önce çıkma teklifi nasıl edilir onu
öğrenmeliydim bu konuda uzman Ahmet vardı bugüne kadar toplam 72 kızla
çıktığını söylüyordu takdirlik adamdı ama dersleri kötüydü, düz
geçmişti(siktirname) .ona gittim konuyu uzun uzun anlattım.Oda cesaretimi
toplamam ve gidip "Benimle çıkar mısın ?" demem gerektiğini
söyledi.Ertesi gün Gözdenin arkadaşları onu yalnız bırakmadılar gidip
konuşamadım.Sonraki gün yalnız yakaladım.Kalem dondurmalardan yiyordu cam
kenarında.önce naber diye sordum cevabını beklemeden yapıştırdım. Artık seni
seviyorummu dedim benimle evlenir misin dedim hatırlamıyorum.Baya utanmıştı ama
evet demişti.Daha sonra basket oynayalım mı dedim.Kendine hamburger ve kola
aldı. Beraber basket sahasına gittik hamburgeri paylaştık ama başkasının ağzının
değdiği şeyden içmiyordum, koladan içmedim.Daha sonra muhabbet ederek maç
yaptık.aslında ona yenilecektim ama o kadar çok konuştuk ki istemeden yenmiştim
onu.
Günler beraber güzel geçiyordu derslerime bile
çalışıyordum.Sene sonu geldiğinde yaz tatili
aklıma geldi yazın gözdeyi nasıl görecektim ? Bu can alıcı soru beni
mafetmişti.Bir gün dahiyane bir plan kurdum, Gözde bizim mahallede oturuyordu
fakat farklı servislerle gidiyorduk okula.Ben servisten indikten bir süre sonra
onların servisi bizim oradan geçiyordu.Servisi takip edip evini öğrenecektim
böylece yaz tatilinde onların sokağa gidip onu görebilecektim.Bir ara çok zeki
olduğumu düşündüm,onun değil de benim okul birincisi olmam gerekiyordu.Kız
arkadaşının senden üstün olması o zaman koyuyordu insana ama bazen de
gururlanıyordum karne günü adı okunup plaket verilince işte bakın benim kız
arkadaşım diyordum göğsümü gererek.
Tabi
istediğim gibi olmadı gözde bizim mahallenin bir ucunda oturuyormuş ben öbür
ucunda oturuyormuşum.yaklaşık 3 kilometre servisin peşinde koştum en sonunda
bırakmak zorunda kaldım.Yaz tatilinde sabrederim diye düşündüm zaten bizde köye
gidecektik, O da tatil için kim bilir nerelere gidecekti.Sene sonu
geldi.Gözdenin takdir belgesi ve plaketiyle benim teşekkür belgem çok uyumlu
olmasa da güzel ayrılmıştık.O gün gözdeyi son görüşümdü...
Tatil çok
hızlı, sokakta top oynayarak geçmişti.Gözdeyi'de arada düşünüyordum aslında ama
yapacak bir şey yoktu.Okul zamanı Gözdelerin evi arayıp babası çıkarsa
kapatıyor ya da yanlış olmuş numarası yapıyordum.Annesi açarsa da Gözde'nin
okul arkadaşı olduğumu dersle ilgili bir şey soracağımı söyleyip gözdeyi
telefona alıyordum.O da haliyle kızıyordu bana.Yazın ortasında Gözdeleri arama
fikri düştü içime ve aradım babası çıkar suratına kapatırım diye düşünmüştüm
ama Şükran teyze telefondaydı.Her zaman ki yalanı.Dersle ilgili bir şey soracağımı
söyledim.Şükran teyze ne dersi evladım yaz tatilindesiniz diye kızınca bir şey
demeden telefonu kapattım kadıncağızın yüzüne.Bir dahada aramadım
korkumdan.Okulların açılma zamanı gelmişti.Ben gözdeyi göreceğim için ilk
günden saçlarımı jölelemeyi ihmal etmemiştim fakat o gün Gözde gelmemişti.Bir
hafta oldu Gözde yine gelmedi. Gözdelerin sınıfa gidip sordum.Gözde kolej
sınavlarını kazanmış ve bir kolejde burslu okumaya başlamıştı.İşte o gün basket
oynamayı bırakmıştım belki şu anda NBA'de oynuyordum ya da basketboldan sıkılıp
kendimi derslere vermiş ÇMF'de değil de
ODTÜ'de okuyordum.Bunlar Gözde yüzünden ürettiğim bahaneler olabilir ama yüzünü
dahi hatırlamadığım o küçük kız bana tek bir şey öğretmişti ve ben hala onun
öğrettiği şeyi parasız eğitimi savunuyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder